- paralel olarak
- параллельно
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
MÜTEVAZİYEN — Müvazi olarak. Paralel olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Doner kebab — Döner kebap Doner meat being sliced from a rotating spit. Note the iron heating plate behind the spit, which is used to cook the meat Origin Place of origin Turkey Region or s … Wikipedia
arayıcı — is. 1) Bir şeyi aramayı iş edinen kimse Altın arayıcısı. 2) Arama işiyle görevlendirilmiş kimse Gümrük arayıcısı. 3) gök b. İstenilen yıldızı teleskop içine getirebilmek için büyük teleskoplara paralel olarak bağlı, görüş alanı geniş olan küçük… … Çağatay Osmanlı Sözlük
barparalel — is., sp., Fr. barre parallèle Düşey direkler üzerine paralel olarak tutturulmuş iki tahta çubuktan oluşmuş jimnastik aracı … Çağatay Osmanlı Sözlük
borda hattı — is., den. Donanma gemilerinin bir sırada ve paralel olarak gitmek için aldıkları durum … Çağatay Osmanlı Sözlük
çöküntü hendeği — is., coğ. Yer kabuğunun birbirine paralel olarak uzanan kırıkları veya basamaklı kırık dizileri arasındaki çökmüş bölümü, yer çöküntüsü, graben … Çağatay Osmanlı Sözlük
İngiliz anahtarı — is., tek. Somunları gevşetmeye veya sıkıştırmaya yarayan ve çeneleri paralel olarak açılıp kapanan kıskaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıran — 1. sf. 1) Kırma işini yapan (kimse) Taş kıran işçiler. 2) is. Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lando — is., Fr. landau Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası … Çağatay Osmanlı Sözlük
odak noktası — is. 1) Bir merceğe paralel olarak gelen ışınların, mercekten geçip kırıldıktan sonra merceğin öte yanında birleştikleri nokta 2) mec. En önemli konu, can alıcı nokta Bir öğrenci için kampüs, onun yaşamının odak noktasıdır. A. Cemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
raf — is., Ar. reff Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu. M. Ş. Esendal Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük